Türkiye’de Türk nüfusu giderek azalıyor. Kısırlık oranı yüzde 45’lere yükseldi

Milli Gazete’den Onur Şehmus Şahin’in haberine göre; 2001 yılında 2.38 olan doğurganlık hızının 2023’te 1.51’e kadar düşmesi, Türkiye’de ciddi bir tartışma konusu haline geldi. Doğum hızındaki düşüşün arkasında sosyal ve ekonomik sıkıntıların yanı sıra sağlık sorunlarının da önemli bir rol oynadığı görülüyor.

Halk arasında kısırlık olarak bilinen infertilite oranlarının, 30 yıl önce yüzde 25 seviyelerindeyken günümüzde yüzde 45’e kadar yükselmesi, neslin geleceği konusunda endişeleri artırıyor.

KISIRLIKTAKİ ARTIŞIN SEBEPLERİ

Dünya Tüp Bebek Derneği Genel Koordinatörü ve Türkiye Üreme Tıbbı Cemiyeti Vakfı Başkanı Prof. Dr. Timur Gürgan, doğurganlık hızındaki düşüş ve infertilite oranlarının artışıyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

Prof. Dr. Gürgan, çiftlerin çeşitli gebelik önleyici yöntemlerle çocuk yapmaktan kaçınmalarının, Türkiye’nin genç nüfusu artırma politikasına ters düştüğünü belirtti. Ülkemizde ve dünya genelinde, istemesine rağmen çocuk sahibi olamayan çiftlerin sayısının hızla arttığını ifade eden Gürgan, bu durumun çeşitli faktörlerden kaynaklandığını vurguladı.

MODERN YAŞAM VE SAĞLIK SORUNLARININ ETKİSİ

Eskiden infertilite oranı yüzde 10 iken, günümüzde bu oran obezite, hormon bozuklukları, hem erkek hem de kadında bağışıklık sistemiyle ilgili sorunlar, beslenme alışkanlıkları, organik olmayan gıdalar, genetik problemler ve iklim değişikliği gibi sebeplerle önemli ölçüde yükselmiş durumda.

Prof. Dr. Gürgan, modern yaşamın getirdiği bu sağlık sorunlarının, üreme sağlığını olumsuz etkilediğini ve bu durumun doğurganlık hızındaki düşüşe katkıda bulunduğunu belirtti.

Türkiye’de neslin yaşadığı tehlike, sadece demografik değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal açıdan da ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, üreme sağlığını korumak ve doğurganlık hızını artırmak için kapsamlı politikaların geliştirilmesi gerekmektedir.

Prof. Dr. Gürgan, üreme sağlığı konusunda bilinçlendirme çalışmalarının artırılması, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının teşvik edilmesi ve çevresel faktörlerin minimize edilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, infertilite tedavilerine erişimin kolaylaştırılması ve desteklenmesi de önemli adımlar arasında yer alıyor.